Şiirden yapılmış bir duraktayım. Durağın yanında harfleri ışıklarla süslenmiş “Yolcu Cafe”ye giriyorum. Eskimiş demir pencerelerin dökülmüş macunları arasından soğuk sızıyor içeri. Uzaklarda derme çatma evlerin bacaları öksürüyor acı acı. Satılık enkazlar kar kış demeden sergiliyorlar kendilerini.
Plastik bir sandalye çekiyorum. Yanıma sisli tüyleriyle bir kedi yaklaşıyor. Sandalyeme dolanıyor usulca, gözlerini kısarak bakıyor bana. Sonra bir tur daha dönüyor etrafımda. Soluk tüylerinden bir kısmını orada bırakıyor.
Boyaları dökülmüş bir köy dolmuşunda yolculuğa çıkıyorum. “Banane” der gibi bakıyor, sisli kedi, “Yolcu Cafe”den uzaklaşırken. Biraz da gittiğime üzülüyormuş gibi.
Mağazaların önünden geçiyoruz. Vitrindeki mankenler göz kırpıyor bana. Hayal kurma rehberi satıyor, hemen mağazanın yanındaki kırtasiye. Bir koşu gidip alayım diyorum şoföre. “Abi yolumuz uzun, durmasak…” diyor. Gözlerimi kapatıp uyumuş gibi yapıyorum. Dünyayı ardımızda bırakıyoruz.
Bir ses duyuyorum; öylesine bir ses değil bu! Sesler, sözler ve cümlelerin bir araya gelip oluşturduğu bir harmoni bu…
Şehirleri ölmüş insanlar görüyorum, uzay boşluğundan. Ağıtlar yakıyor insanlar çığlık çığlığa. Eteklerinin ucunda köz taşıyor kadınlar. Yüzleri, yüzleri… Yüzlerine bakamıyorum.
Ansızın seksen yaşlarında bir adamcağızla göz göze geliyorum. Ellerinde yıkıntılardan topladığı ev eşyaları, suratında yol yol olmuş bir ömrün resmi. Gözlerinde acı, yanmış gözyaşları…
Fantazya hapımı alıp, susuz yutuyorum. Uzay zamanıyla bir gün sonra etkisini gösterecek bu ilaç. İlacın prospektüsünde şöyle yazıyor:
“Beyinde travmatik anıların depolandığı merkezleri etkileyen bu hap sayesinde, korkunç bir deneyimin ardından kişi pişmanlık, vicdan azabı, acı veya suçluluk duymaz.”
Dünyayı ardımızda bırakıyoruz. Ve bir noktada iniyorum ben. Tek bir nokta bu, beyaz bir nokta.
Dolmuş gözden kaybolurken, ben alabildiğine derin bir beyazlık içindeki noktamda huzurluyum.
-Gözlerim de kapandı kapanacak. İlacın etkisi başlamak üzere-
Fakat aniden sarsılıyorum. Uzay boşluğunda savrulan bir sürü beyaz noktanın olduğunu fark ediyorum. Sonsuz boşlukta, sonsuz noktalar… Her noktada bir insan..
İnsanların ağızları karanlık bir mağara gibi, çığlık atar gibi, korkuyla haykırır gibi ama sessiz… Yüzleri silik, omuzları çökük..
Dünyayı ardımda bırakmıştım oysa! Uyku beni esir almak üzereydi.
Fakat kimdi bu insanlar?
Dünya uzaktaydı…
Kimdim ben…
seks shop sex shop sex toys erotik seks shop gay sex shop gay sex shop strapon nedir kızılay sex shop vibratör izmir sex shop antalya sex shop ankara sex shop istanbul sex shop istanbul sex shop seks shop sex shop sex shop sex shop seks shop istanbul sex shop iç giyim saç bakım işitme cihazı sinop otelleri sinop otelleri sinop otelleri sinop otelleri sinop otelleri sinop otel fiyatları sinop otel tavsiye فرمتجر الجنس فروشگاه جنسی فروشگاه جنسی هزاز вибратор секс-шоп متجر الجنس اسطنبول